- Ağız Kanseri Nedir?
- Ağız Kanserinde Risk Faktörleri Nelerdir?
- Ağız Kanseri Türleri Nelerdir?
- Ağız Kanseri Belirtileri Nelerdir?
- Ağız Kanseri Sebepleri Nelerdir?
- Ağız Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?
- Ağız Kanseri Tedavisi Nasıldır?
- Ağız Kanseri Korunma Yolları Nelerdir?
- Ağız Kanseri Riski Nasıl Azaltılabilir?
- Ağız Kanseri İçin Destekleyici Bakım Nedir?
- Beslenme Sorunları
Dudak, dil, sert damak, ağız tabanı, retromolar bölge (20 yaş diş bölgesi) ve bukkal mukozası (yanak) bölgelerinde ortaya çıkan kanserlerin hepsi “Oral kative” (ağız kanseri) olarak değerlendirilir. Bu kanserlerin her birinin davranışı çok farklı olmakla birlikte, hepsi agresif kanser türleridir.
Ağız Kanseri Nedir?
Ağız kanseri, ağız veya dudakların herhangi bir yerinde, anormal hücre büyümesidir. Ağız kanserlerinin mümkün olduğunca erken aşamada yakalanması, tedavide başarı oranı için son derece önemliyken, bu bölge tümörlerinin tedavisinde cerrahi ön plana çıkmaktadır. Cerrahinin mümkün olduğu kadar geniş, güvenli, cerrahi sınır bırakılarak yapılması ve operasyon sırasında çıkarılan cerrahi alanın patoloji(frozen) ile desteklenmesi gerekir. Bazı vakalarda cerrahiye ek kemoterapi yapılabilir. Ağız içindeki bir kanserin tedavisinde mutlaka boyun diseksiyonu yapılmalıdır. (sert damak hariç)
Ağız Kanserinde Risk Faktörleri Nelerdir?
Uzun süreli ve yoğun tütün ve tütün ürünleri kullanıcılarında ağız kanseri riski artar, nitekim ağız kanseri olan kişilerin yaklaşık yüzde 75’inin tütün kullandığı belirlenmiştir. Tütün kullanım miktarı ve süresi arttıkça, buna bağlı ağız kanseri riski de artış gösterir. Aşırı alkol tüketimi, güneşe çok fazla maruz kalmak, 40 yaşın üzerinde olmak, obez olmak da ağız kanseri riskini artıran faktörler arasındadır. Baş ve boyun kanserleri öyküsü olan kişiler, özellikle sigara içmeyi ve alkol almayı sürdürdüklerinde ağız kanserine yakalanma riskleri yükselir. Bunun yanında HPV enfeksiyonu, ultraviyole ışınlar, kötü beslenme, bağışıklık sisteminin zayıflaması, graft-versus-host hastalığı ya da fanconi anemisi gibi belirli sağlık sorunlarına sahip olmak ve kötü ağız hijyeni de ağız kanseri riskini artırır.
Not: Ağız kanserine yakalananların gırtlak yemek borusu ya da akciğer kanserine yakalanma olasılığı daha yüksektir.
Ağız Kanseri Türleri Nelerdir?
Ağız kanseri, kanserin (karsinom) büyümeye başladığı hücre türüne göre kategorize edilir, skuamöz hücreli karsinom, 10 vakadan 9’unu oluşturan, en yaygın ağız kanseri tipidir.
Daha az yaygın olan ağız kanseri türleri şunları içerir:
- Tükürük bezlerinin içinde gelişen kanserler olan adenokarsinom
- Kemik, kıkırdak, kas veya diğer dokulardaki anormalliklerden büyüyen sarkom
- Cilt pigmenti veya rengi (melanositler) üreten hücrelerde kanserin başladığı oral malignmelanom. Bunlar, genellikle kanayan çok koyu, benekli şişlikler olarak görünür.
Genellikle lenf bezlerinde bulunan hücrelerden gelişen lenfoma. (Ağızda da büyüyebilirler.)
Diğer rataftan ağız kanseri, ‘baş ve boyun kanserleri’ çatısı altındaki kanser türüdür. Diğer baş ve boyun kanseri çeşitleri arasında şunlar bulunur:
- Gırtlak kanseri
- Nazofarenks kanseri (Boğazın üst kısmını oluşturan burnun arkasındaki alan (yutak)
- Orofarenks kanseri
- Hipofarenks kanseri
- Tiroid bezi kanseri
- Burun ve sinüs tümörleri
- Yemek borusu kanseri
Sizi Arayalım
Ağız Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Ağız kanseri belirtilerinden herhangi birinin 2 haftadan fazla sürmesi halinde vakit kaybedilmeden bir doktora başvurmak gerekir. Ağız kanserinin belirtileri şöyle sıralanabilir:
- İyileşmeyen ağız/dudak yarası
- Ağız içinde yumru veya şişlik
- Ağız içinde beyaz veya kırmızı yamalar
- Ağzın içinde rengi solan ve bu şekilde kalan bir alan
- Yanaklarda yumru veya kalınlaşma
- Uzun süredir iyileşmeyen boğaz ağrısı
- Ses kısılması
- Kötü ağız kokusu
- Çiğneme veya yutma sorunu
- Çeneyi ve dili hareket ettirememe sorunu
- Dilde veya ağzın bir bölümünde uyuşma
- Dişlerin etrafında ve çenede hissedilen ağrı
- Açıklanamayan kilo kaybı
- Sürekli boğaza bir şey takıldığını hissetmek
Ağız Kanseri Sebepleri Nelerdir?
Ağız kanseri, dudaktaki ya da ağızdaki hücrelerin DNA’larında değişiklikler gelişmesi (mutasyon) ile oluşur. Bir hücrenin DNA’sı, hücreye ne yapacağını gösteren bilgiler içerir. Mutasyon hücrelere, sağlıklı hücrelerin ölmesi gereken zamanda büyümeyi ve bölünmeyi sürdürmesi gerektiğini belirtir. Biriken normal olmayan kanser hücrelerinin bir tümör şeklini alması görülebilir ve zamanla ağız içine ve baş boyun bölgesindeki diğer alanlara ya da vücudun başka kısımlarına yayılma olasılığı vardır.
Ağız kanseri, genel olarak dudaklar ve ağız içini kaplayan yassı ve ince hücrelerde (skuamoz hücre) başlar, oral kanserlerin çoğu skuamoz hücreli karsinomlardır.
Skuamoz hücrelerde ağız kanserine yol açan mutasyonların hangi nedenle olduğu net değildir, fakat doktorlar, ağız kanseri riskini artırabilecek unsurları saptamıştır.
Ağız Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?
Fiziksel muayeneyle ağız kanserinde teşhis süreci başlar. Semptomlar görülsün ya da görülmesin, diş hekimi rutin bir kontrolde, herhangi bir yumru veya kitle hissedebilir, ağızda anormal bir doku değişikliğini fark eder.
Lezyonun doğrudan muayenesi veya küçük bir biyopsi teşhisi koydurabilir, teşhis konulduktan sonra doktor kanserin ağız boşluğunun ötesine yayılıp yayılmadığını, kanserin boyutunu çeşitli testlerle saptayacaktır ve yapılacak testler şunları içerebilir:
- Baş ve boynun MRI taraması
- Lenf düğümlerinde kanseri aramak için göğüs BT taraması
- Vücudun diğer bölgelerinde kanser aramak için Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) taraması
- Doktor, ucunda küçük bir kamera bulunan bir tüpü boğazdan aşağı kaydırarak gırtlak, yemek borusu ve akciğerlere de bakabilir.
Ağız Kanseri Tedavisi Nasıldır?
Ağız kanseri tedavi işlemleri; hastanın genel sağlık durumu, kanserin başladığı yere ve evresine bağlı olarak değişebilir. Ağız kanseri için en yaygın tedavi cerrahi prosedür. Tümörün ve çevresindeki bazı sağlıklı dokunun çıkarılmasını içerir. Kanser hücreleri lenf düğümlerine yayıldığında cerrah, kanserin vücudun diğer bölgelerine yayılmasını önlemek için bunları çıkarır. Ağız kanseri tedavisinde en heyecan verici ve yaygın yeni gelişmelerden biri robotik cerrahi kullanımıdır.
Radyoterapi, bir kısım küçük tümörler için birincil tedavidir, radyoterapide kanser hücrelerini öldürmeye yönelik yüksek enerjili x-ışınları kullanır. Bazı durumlarda ameliyat olan hastalara, cerrahi sonrasında vücutta mikroskop düzeyinde kalabilecek kanser hücrelerinin temizlemesi için radyoterapi yapılır. Kanseri tedavi edemediğinde bile radyoterapi, kanama ve yutma güçlüğü gibi semptomları hafifletebilir.
Hekimler, ihtiyaç halinde cerrahi prosedürden önce tümörleri küçültmek için kemoterapi uygulayabilir ve tümör ameliyat edilemeyecek kadar büyük olduğunda, kemoterapi ve radyoterapi kanserin yol açtığı semptomları hafifletebilir.
Kanser daha erken bir aşamada teşhis edilirse (Evre I ve II), iyileşme şansı çok daha yükselir çünkü bu evrelerdeki tümörler, en geniş noktada 4 santimetreden küçüktür ve lenf düğümlerine yayılmamıştır. Bu evrelerdeki kanser hastalarının cerrahi prosedür ve radyoterapi ile tedavi edilmesi mümkündür. Evre III ve IV tümörler, daha ileri seviyedir, bu evrelerde tümörler, daha kapsamlı cerrahi işlemlerin yanı sıra radyoterapi, kemoterapi ya da her ikisiyle de tedavi edilir. Tek başına veya kemoterapi-radyoterapi ile kombinasyon halinde, hedefe yönelik ilaç tedavisi de uygulanabilir.
İmmünoterapide ise bağışıklık sisteminin kanserle savaşmasına yardımcı ilaçlar verilir. İmmünoterapi, standart tedavilere cevap vermeyen ileri düzey ağız kanseri olan hastalara uygulanabilir.
Ağız Kanseri Korunma Yolları Nelerdir?
Ağız kanserinden korunmak için kanıtlanmış bir yol bulunmamaktadır fakat şu maddeleri uygulayarak ağız kanseri riskini azaltabilirsiniz:
Tütün kullanmaya hiç başlamayın, eğer kullanıyorsanız, bırakın. Tütün kullanımı, sigara içmek ya da çiğnemek şeklinde olması fark etmeksizin, ağzınızdaki hücreleri kansere yol açan tehlikeli kimyasallara maruz bırakacaktır.
Eğer alkol kullanıyorsanız ölçülü olun; uzun süreli aşırı alkol kullanımı ağız içindeki hücreleri irite edebilir ve onları ağız kanserine yatkın duruma getirir. Sağlıklı yetişkinler için bu miktar her yaştan kadın ve 65 yaş üzeri erkekler için günde bir ve 65 yaşın altındaki erkekler için günde 2 içeceği aşmamak anlamına gelmektedir.
Aşırı güneş ışını maruziyetinden dudaklarınızı koruyun. Dudaklarınızın üzerindeki deriyi mümkün olduğunca güneşten korumak için gölgede kalmayı tercih edin. Ağız dahil tüm yüzünüzü gölgeleyen geniş kenarlı bir şapka kullanın, güneşten korunma rutininizin bir parçası olarak, güneş koruyucu bir dudak ürünü uygulayın.
Diş hekimine düzenli olarak görünün. Diş hekiminizden rutin diş muayenesinin bir parçası olarak, kanser öncesi değişiklikler ve ağız kanseri belirtisi olabilecek durumlar için tüm ağzınızı ve anormal bölgeleri denetlemesini isteyiniz.
Ağız Kanseri Riski Nasıl Azaltılabilir?
Ağız kanserini önlemenin kanıtlanmış bir yolu bulunmamakla birlikte aşağıdaki öneriler göz önünde bulundurularak ağız kanserine yakalanma riski azaltılabilir.
Tütün kullanımı, ağız kanseri riskini artırır. Tütün kullanmaya başlanmamalı başlandıysa da bırakılmalı . Tütün içilmesi ve çiğnenmesi, ağızdaki hücreleri kansere yol açabilecek tehlikeli kimyasallara maruz bırakır.
Aşırı alkol tüketimi, ağızdaki hücreleri tahriş ederek onları ağız kanserine karşı savunmasız hale getirir, alkol kullananlar ölçülü olmalı aşırı alkol tüketiminden kaçınmalıdır.
Bunların yanında çeşitli meyve ve sebzelerle çok yönlü, sağlıklı bir diyet de ağız kanseri riskini azaltabilir.
Ağız Kanseri İçin Destekleyici Bakım Nedir?
Destekleyici bakım, ağız kanserinin fiziksel, pratik, duygusal ve ruhsal zorlukların giderilmesine yardım eder. Kanserle yaşayan insanların ve sevdiklerinin, özellikle tedavinin ardından gereksinimlerini karşılamaya ve yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı pek çok program ve hizmet vardır.
Ağız kanserinden kurtulma ve tedavi sonrası hayata alışma süreci, tümörün konumuna, kanserin evresine, ameliyat sırasında alınan organ, dokulara, tedavi şekline ve daha birçok faktöre bağlı olarak her birey için farklıdır. Tedavi sona ermiş olsa bile, uzun vadeli yan etkilerle başa çıkmak gibi sorunlar yaşanabilir ve ağız kanseri tedavisi gören kişi aşağıdaki endişelere sahip olabilir.
Benlik Saygısı ve Beden İmajı
Özgüven, kişinin kendisini nasıl hissettiği olarak tanımlanabilir. Beden imajı, bireyin kendi bedenini nasıl gördüğüdür, ağız kanseri ve tedavileri, kişinin özgüvenini ve beden imajını etkileyebilir. Bu durumun sebebi genellikle aşağıdaki etmenlerdir:
- Yara izleri
- Cilt değişiklikleri
- Yüz şeklindeki değişiklikler
- Protez kullanmak zorunda olmak
- Konuşma veya yemek yeme zorluğu
- Kilo kaybı
Bu değişikliklerden bir kısmı geçici olabilirken bazıları ise uzun süre etkisini sürdürebilir ya da kalıcı hale gelebilir.
Bazı kişiler; tedavinin etkileri vücudun dışında görünmese bile sosyalleşmekten kaçınabilir çünkü başkalarının onları yargılayacağından çekinebilir, üzgün ve kızgın bir duygu vurumunu yaşamaktan korkabilir.
Ağız kanseri ameliyatı sonrası görünüşü etkilenenler kendilerine zaman tanımalıdır. Benzer deneyim yaşamış biriyle konuşmak, aile desteği, arkadaşlarıyla sosyalleşmek bireye yardım edebilir. Yara izleri için kamuflaj makyajı ya da eşarp ve şapka takmak gibi yüzdeki değişikliklere yardımcı olabilecek araçlar da vardır.
Ağız Kuruluğu
Ağız kanseri tedavisi sırasında ve sonrasında birçok kişinin ağız kuruluğu yaşaması doğaldır. Radyoterapi ya da tükürük bezlerine zarar veren cerrahi prosedür ağız kuruluğuna yol açabilir. Radyoterapiyle birlikte verilen kemoterapi de ağız kuruluğu şikayetini daha da şiddetlendirebilir; yoğunluk ayarlı radyoterapi (IMRT) birçok hastada bu komplikasyonu azaltmaya yardım edebilir.
Çiğneme ve Yutma Güçlüğü
Ağız ameliyatı, özellikle dil ve çene kemiği gibi belirli yapıların çıkarılmasını içeriyor ise bu durum çiğneme ve yutma güçlüğüne yol açabilir. Bazı durumlarda, ağız içindeki bir yapıyı değiştirmek için rekonstrüksiyon ya da diş protezi yaptırmaya ihtiyaç duyulabilir. Yutkunmayı iyileştirmenin yolları arasında, baş duruşunuzu değiştirme ve çene ve dil için hareket açıklığı egzersizleri yapma bulunur. Glossektomi kaşığı denen beslenme cihazı, dilinin sadece bir kısmına sahip bir kişinin ağzının arkasına yumuşak yiyecekler koymasını sağlar ve bu da yutmaya yardımcı olur.
Konuşma Sorunları
Dilin, çene kemiklerinin ya da damağın büyük kısımlarının çıkarıldığı ameliyat, konuşma sorunlarına yol açabilir. Yeniden yapılandırma, bu komplikasyonları azaltmada yardımcı olur, fakat normal işlevi geri yüklemek, genellikle zordur. Bu noktada ağız protezleri, ameliyat sırasında kaybedilen dokuyu telafi ve konuşmayı geliştirmeye yardım edebilir.
Bir konuşma terapisti, konuşma sorunlarını değerlendirebilir ve bunları yönetmeye yardım edebilir.
Tat Değişiklikleri
Baş, boyun ya da ağza uygulanan radyoterapinin tükürük bezlerine ve dildeki tat alma tomurcuklarına zarar vermesi mümkündür, bu da bazı yiyeceklerin tat alma şeklini etkileyebilir. Bunun yanında kemoterapi ilaçlarının da ağızdaki tat hücrelerini etkilemesi olasıdır. Dilin bir kısmını ya da tamamını çıkarmak için gerçekleştirilen ameliyat, tat alma duyusunun azalmasına veya kaybolmasına yol açabilir.
Diş Problemleri
Radyoterapi, diş sorunları yaşanmasına sebep olabilir. Tükürük, dişlerin ve dişetlerinin temizlenmesine yardım eder, bu yüzden daha az tükürük salgılandığında, çürük ve diş eti hastalığı gelişme riski yükselir. Radyoterapi ayrıca diş minesini de etkileyebilir, bu durumda diş çürümesi riski de artar.
Sorunları önlemek için iyi bir ağız bakımı oldukça önemlidir bu nedenle tedavi başlamadan diş hekimine kontrole gidilebilir, dişlerde çürük oluşumunu engellemek için florür tedavileri yapılabilir. Tedaviden sonrasında da düzenli olarak diş hekimine kontrole gidilmesi gerekir.
Beslenme Sorunları
Çiğneme, yutma güçlüğü, iştahsızlık ve yetersiz beslenme kilo kaybına yol açabilir. İştahı artırmaya ve insanların daha fazla yemesi ve iyi beslenmeyi sürdürmesine yardımcı adımlar atılabilir, besin takviyeleri tavsiye edilebilir. İnsanların beslenme ve iştahsızlıklarını yönetmesine kayıtlı bir diyetisyen genellikle yardımcı olabilir.
Azalmış Tiroid Fonksiyonu (Hipotiroidizm)
Ağız kanseri de dahil baş ve boyun kanserleri için radyoterapi uygulanan kişilerin yüzde 30 ila yüzde 40’ında hipotiroidizm gelişecektir. Hipotiroidinin bazı semptomları; aşırı yorgunluk, kuru cilt ve saç, saç dökülmesi, kilo alımı ve soğuğa karşı dayanıksızlıktır.
Ağız kanseri tedavisinden sonra hipotiroidizm problemi olanların günlük ilaç alması gereksinimi olabilir.