Gırtlak Kanseri Nedir?
Gırtlak kanseri, baş boyun kanserleri arasındadır; boğazın dil kökü ile nefes borusu arasında kalan ses tellerinin bulunduğu alanda oluşur. Larinks ya da laringeal kanser olarak da bilinen gırtlak kanseri baş boyun kanserleri arasında en sık görülen kanser türlerindendir.
Gırtlak Benzernin Belirtileri Nelerdir?
3 haftadan fazla süren ses kısıklığı: Ses kısıklığı gırtlak kanserinin en sık rastlanan belirtisidir fakat ses kısıklığının tek sebebi gırtlak kanseri değildir. Larinks iltihabı da denilen akut larenjit, çok fazla bağırmak, sigara kullanımı, reflü, burun akıntısı, alerji, tiroit problemleri, yaşlılık gibi birçok sebep ses kısıklığına neden olabilir. Ses kısıklığının yanında se tonundaki ani değişimlere de dikkat etmek gerekir.
Yutma güçlüğü: Yutma güçlüğü farklı şekillerde tanımlanabilir. Boğaza yapışmış bir kırıntı hissi, yemekleri tamamen yutamamak, yutma sırasında ağrı ya da yanma hissi, yemeğin boğaza yapışıyor gibi hissedilmesi,yutma sorunları olarak adlandırılabilir.
Her yutma güçlüğü, gırtlak kanserinin belirtisi değildir striktür olarak bilinen yemek borusunun zararsız daralması da yutma güçlüğüne yol açabilmektedir. Fakat ilerlemiş gırtlak tümörleri de yutma güçlüğüne neden olabilir.
Kilo kaybı: Kontrolsüz kilo kaybı, sadece gırtlak kanserinin değil birçok kanserin belirtisi olarak ortaya çıkabilir ve gırtlak kanserinin ilerlemiş evrelerinde daha sık görülür. Kontrolsüz şekilde kısa sürede 4-5 kg. verildiğinde rutin kontrollerin yaptırılması hayat kurtarıcı olabilir.
Nefes Darlığı: Nefes darlığı ya da hırıltılı nefes alma da gırtlak kanseri belirtileri arasındandır. Özellikle giderek ilerleyen tarzda hırıltılı solunum ve nefes darlığı durumunda gırtlak kanseri düşünülmesi gerkir.
- Boğazda yumru veya şişlik hissi
- Yorgunluk
- Ağız kokusu
- Kulak ağrısı
- Kilo kaybı
Bu belirtilerin birçoğu kanser dışı sağlık sorunlarından kaynaklanabilir. Özellikle uzun yıllar sigara ve alkol kullanan kişilerde benzer belirtiler görülebilir.
Gırtlak kanserinin belirtileri olan bu semptomlar, kanser dışı sebeplerden de kaynaklanabilir.
Kronik larenjit, sigara tüketimi, reflü, sesi zorlamak, kötü huylu olmayan benign tümörler, ses tellerindeki laringeal nodül denilen doku büyümeleri, HPV’nin yol açtığı gırtlakta siğile benzer büyümelerin gırtlak kanseri belirtileriyle karıştırılması mümkündür. Fakat belirtileri dikkate alarak gerekli kontrolleri yaptırmak hayat kurtarıcı olabilir.
Sizi Arayalım
Gırtlak Kanserinin Nedenleri Nelerdir?
Tütün ve alkol kullanımı: Alkol ve tütün kullanımı, gırtlak kanseri riskini artıran en önemli risk faktörlerinin başındadır. Tütün ürünü ve alkolün kullanım miktarı ve kullanılan yıl ne kadar fazla olursa risk faktörü de aynı oranda yükselir. Günde 25 taneden fazla sigara kullanan ya da 30 yıldan fazla süredir sigara içenlerin, sigara içmeyenlere göre gırtlak kanseri gelişme ihtimali yaklaşık 40 kat daha fazladır aynı şekilde uzun süredir ve düzenli alkol kullananlar alkol kullanmayanlara göre 3 kat daha fazla risk altındadır. Sigara kullanımı, gırtlak kanserinin de içinde bulunduğu baş boyun kanserlerinin büyük çoğunluğunu nedenidir. Sigaraya da tütün ürünü kullanmayınız unutmayınız sürekli olarak sigara dumanına maruz kalan kişilerde de gırtlak kanseri olma riski artmaktadır.
Cinsiyet: Gırtlak kanseri olma riski erkeklerde, kadınlara oranla 4-5 kat daha fazladır. Fakat son yıllarda kadınlar arasında sigara kullanımının yaygınlaşması, gırtlak kanserinin kadınlarda da sık görülmesine yol açmaktadır.
Genetik faktörler: Ailesinde baş boyun kanseri ya da gırtlak kanseri geçmişi olanlarda gırtlak kanseri gelişme riski olmayanlara oranla daha fazladır.
Yaş: Birçok kanser türündeki gibi gırtlak kanserinde de ilerleyen yaş, en önemli risk faktörleri arasındadır ve gırtlak kanseri 40 yaş altında nadir görülmektedir.
Beslenme tarzı: Kırmızı et, işlenmiş gıda ya da kızarmış yiyecekleri fazla tüketenlerde gırtlak kanseri gelişme riski daha fazladır bunun yanında A ve E vitamininden eksik beslenmenin de gırtlak kanseri sebebi olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Akdeniz diyeti olarak bilinen taze meyve ve sebze ağırlıklı beslenmek; yeteri miktarda A ve E vitamini almak, gırtlak kanseri riskini azaltabilir.
HPV virüsü: Daha çok cinsel yolla bulaşan ve kadınlarda genital siğil, rahim ağzı ve vajina kanserine yol açan HPV (Human papilomavirus enfeksiyonu) virüsünün gırtlak kanserine de sebep olabileceğini gösteren bilimsel çalışmalar mevcuttur. HPV, yaygın bir enfeksiyondur ve birçok insanda herhangi bir soruna yol açmadan kendiliğinden geçebilmektedir.
Zararlı maddelere maruziyet: Meslekten kaynaklanan bazı zararlı veya kimyasal maddelere uzun süre maruz kalmak, gırtlak kanserine yol açabilir.
- Talaş
- Kurum veya kömür tozu
- Boya dumanı
- Boya üretimi ve kozmetik ürünler gibi birçok endüstride kullanılan formaldehit
- Nikel
- Temizlik çözücü olarak kullanılan iziopropil alkol
- Sülfürik asit sisi
- Asbest
- Kötü ağız hijyeni ve reflü hastalığı da gırtlak kanseri nedeni olabilmektedir.
Gırtlak Kanseri Teşhisi Nasıl Yapılır?
Gırtlak kanserinin erken teşhisi, tedavide önemli avantajlar sağlar. Belirtilerden biri ya da daha fazlası olanların zaman geçirmeksizin uzman bir kulak burun boğaz doktoruna gitmesi hayati önem taşır.
Doktor muayenesi: Gırtlak kanserini teşhisinde doktor muayenesi hastalık hakkında fikir verebilir. Hekim muayenede; sigara, alkol kullanımı gibi yaşam tarzı ve mesleki risk etmenlerini değerlendirir. Gırtlak kanserinde boğazda yumru şeklinde bir şişlik olabileceği için fiziki muayene yapar. Fiziki muayenede doktor; yanaklar ve dudaklar dahil ağzın iç kısmındaki topakları ya da şişlik hissini, ağız tabanını, boğazın arkası ile burun ve kulakları inceler. Bunun yanında gırtlak kanseri teşhisini netleştirmeye yönelik birtakım testler ve görüntüleme yöntemlerine de başvurulabilir.
Nazendoskopi: Hekimin gırtlak ve boğazı daha iyi görebilmesine yönelik kullandığı bir tür endoskopidir. Ucunda ışık ve küçük bir kamera bulunan esnek bir tüple hastanın burun deliklerinden girilir ve gırtlakta anormal bir yapı varlığı incelenir. Nazendoskopi işlemi öncesi ön hazırlık gerekmez.
Laringoskopi: Nazendoskopi, gırtlağın yeterince incelenemediği durumlarda ya da şüpheli bir oluşum belirlendiğinde uygulanır. Laringoskop işleminde kullanılan endoskop daha uzundur ve uygulama ağız yoluyla gerçekleştirilir. Laringoskop öncesi kan sulandırıcı ilaçların kullanılması kesilebilir. İşlem genellikle genel anestezi altında yapılır.
Video Laringostroboskopi: Genel anesteziye uygun olmayan hastalarda ya da ses tellerinde ortaya çıkan tümörlerin teşhisinde uygulanabilir. Kullanılan endoskopun ucunda kamera ve fiber optik flaş ışığı vardır. Tedaviden önce, tedavi sırasında ve sonrasında ses tellerini değerlendirmek için de uygulanabilir ve yaklaşık 30 dakika süren işlem, lokal anestezi altında yapılabilir.
Biyopsi: Nazendoskopi ya da Laringoskopi sırasında incelenenalanlarda şüpheli bir yapı görüldüğünde doku örneği alınarak laboratuvara gönderilebilir. Biyopsi için kanserden şüphelenilen dokunun bir kısmı ya da tamamı cerrahi olarak çıkarılabilir. Boyunda hissedilen bir yumrunun olduğu durumlarda ince iğne aspirasyon biyopsisi de uygulanabilir.
Gırtlak kanseri teşhisinde görüntüleme yöntemlerinden de yararlanılabilir. Röntgen, ultrason, Bilgisayarlı Tomografi (CT), Manyetik Rezonans (MR) ve PET gibi görüntüleme yöntemleri, kanserin tam bölgesi ve büyüklüğü hakkında fikir verir.
Gırtlak Kanseri Tedavisi Nasıldır?
Gırtlak kanseri tedavisinin; tümörün bulunduğu tam bölge, evresi, derecesi ve hastanın genel sağlık durumuna göre farklılık göstermesi mümkündür. Genel olarak gırtlak kanseri tedavisinde cerrahi, radyasyon tedavisi(radyoterapi) ve kemoterapi uygulanır. Tedavide bazen bu seçeneklerden sadece biri kullanırken bazen kombin tedaviler yapılabilir.
Gırtlak Kanserinin Cerrahi Tedavisi
Endoskopik (yöntem ile kısmi gırtlak alınması) Rezeksiyon (Endoskopik Lazer Cerrahisi)
Daha çok erken evre gırtlak kanserleri ve lokal ileri evre gırtlak kanseri hastaları için uygun bir cerrahi tekniğidir.
Halk arasında ağız içi lazer ameliyatı olarak bilinen endoskopik rezeksiyon ameliyatı ağız yoluyla gerçekleştirildiğinden herhangi bir kesi yapılmaz.
İşlem sırasında lazer kullanıldığından kanama daha azdır.
İşlem genel anestezi altında ameliyathanede yapılır.
Ağızdan ses tellerine kadar yerleştirilen tüpten gerekli cerrahi aletler ve lazer geçirilir ve mikroskop altında gerçekleştirilen operasyonda, cerrah kanserli tümörü net bir şekilde görür.
Tümörün durumuna göre cerrah bir kısmını lazerle kesebilir ya da yüksek enerji kullanılan lazerle tamamen ortadan kaldırabilir.
Endoskopik lazer cerrahi işleminden önce hastanın bu ameliyata uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Lazer ameliyatı ağız yoluyla yapıldığından hastanın dişlerinin ve boğaz yapısının bu işleme uygun olması gerekir.
Ağız için lazer ameliyatından sonra hastanede yatış süresi tümörün bulunduğu bölge ve büyüklüğüne göre değişebilir.
Genellikle büyük tümörlerde yapılan endoskopik lazer ameliyatlarından sonra oluşan şişlik nefes alma ya da beslenmede sorunlara neden olabilir.
Ağız içi lazer ameliyatı genellikle konuşma ve yutma konusunda kalıcı sorunlara yol açmaz. Ameliyattan sonraki birkaç gün konuşma kısıtlaması getirilmesi söz konusudur . Uzun süren konuşma sorunlarında, konuşma terapisti ile çalışmanın olumlu sonuçlar vermesi mümkündür.
Gırtlak Kanseri Larenjektomi Ameliyatı
Cerrahi yöntemle tümörün büyüklüğüne ve yerine bağlı olarak gırtlağın kanserden etkilenen kısmı ya tamamı çıkarılır.
Kısmi larenjektomi olarak da adlandırılan gırtlağın bir kısmının alındığı ameliyatlar boyunda küçük bir kesi açılarak yapılabildiği gibi ağız yoluyla kesi yapılmadan da uygulanabilir.
Kısmi larenjektomi ameliyatlarında, hastanın nefes alabilmesi açısından boyunda küçük bir delik açılır ve bu delik, genellikle ameliyattan sonra kapanır.
Kısmi larenjektomi ameliyatlarından sonra bir süre geçici konuşma sorunu yaşanabilir fakat genellikle iyileşme sürecinden sonra konuşma ve nefes alma sorunu görülmez.
Gırtlağın tamamımın çıkarıldığı yani total larenjektomi ameliyatlarında, soluk alıp verebilmek için nefes borusu boğaza açılan deliğe bağlanmaktadır.
Total larenjektomi yani gırtlağın tamamı alındığı ameliyatlarda boğaza açılan delik kalıcılığı söz konusudur.
Total larenjektomi ameliyatlarından sonra, hasta sesini kaybeder konuşma cihazı ya da ses cihazı olarak üretilen ses protezleriyle hasta iletişimini sağlayabilir.
Total larenjektomi ameliyatlarından sonra ses sorununun yanında yutkunma, tat ve koku alma gibi sorunlar da görülebilir.
Gırtlak Kanseri Radyoterapi Tedavisi
Erken evre gırtlak kanserinde radyoterapi tedavisi ilk tercihtir. Kanser hücrelerini yok etmek için yüksek enerjinin kullanıldığı radyoterapi, tek başına da tümörün yeri ve büyüklüğüne göre cerrahi ve kemoterapi ile birleştirilerek de yapılabilir.
Radyoterapi tedavisi, bazen gırtlak kanseri ameliyatları sonrası da uygulanabilir. Gırtlak kanserinin nüks etmesini yani tekrarlamasını engellemek için, tümörün tamamının çıkarılamadığı durumlarda ya da gırtlak duvarı boyunca büyüyen tümörlerde ameliyat sonrasında da radyoterapi yapılabilir.
İleri evre gırtlak kanseri olan hastalarda, daha iyi sonuç almak için kemoterapiyle beraber radyoterapi uygulanabilir.
Gırtlak kanserinin ileri evrelerinde yapılan radyoterapi, yutkunma ya da nefes almada güçlük çekme gibi yaşanan sorunları azaltabilir.
Radyoterapi tedavisi sırasında; yorgunluk, ciltte kızarma ya da koyulaşma, boğaz ağrısı, yutma zorluğu, şişme gibi yan etkiler görülebilir.
Gırtlak Kanserinde Kemoterapi Tedavisi
Gırtlak kanserinde kemoterapi tedavisi, ameliyat öncesi ve sonrası yapılabilir genel olarak da radyoterapi ile birlikte uygulanır.
Ameliyat öncesi kemoterapiyle tümörün boyutu küçültülerek ameliyat edilebilecek düzeylere getirilebilir.
Kemoterapi, gırtlak kanserinin tekrarlamaması için uygulanabilir.
Son yıllarda, kemoterapi tedavisinde hedefe yönelik akıllı ilaçlar ön plana çıkmaktadır; hedefe yönelik akıllı ilaçlar, kemoterapinin yaşanabilecek yan etkilerini azaltırken, tedavinin etkinliğini artırır.
Gırtlak Kanseri Çeşitleri Nelerdir?
Gırtlak kanseri başladığı hücre tipine göre çeşitlere ayrılır.
Skuamöz hücre tipi gırtlak kanseri: Gırtlak kanserinin neredeyse yüzde 95’i bu tiptir. Epiglot denen gırtlağın üst kısmındaki ince, yaprak şeklindeki kapakta bulunan düz yassı hücreler ya da gırtlağın diğer kısımlarında aynı yapıdaki hücrelerde başlar.
Skuamöz hücre tipi gırtlak kanseri yayıldığı bölgeye göre de türlere ayrılır.
- Glottik kanser -ses tellerinde başlar
- Supraglottik kanser – ses tellerinin üst kısmında başlar
- Subglottik kanser – ses tellerinin altında başlar
- Orofarengeal kanser – ağzın hemen arka kısmında başlar
- Nazofarengeal kanser – boğazın arka kısmında başlar
Adenokarsinom gırtlak kanseri: Son yıllarda görülme sıklığı artmasına karşın skuamöz hücre tipi gırtlak kanserine göre çok daha nadirdir, gırtlak yüzeyine dağılmış mukus üreten adenomatöz hücrelerde başlar.
Gırtlak kanserinin çok nadir görülen türleri de vardır. Küçük tükürük bezi tümörleri, sarkomlar, melanom, hodgkin olmayan lenfoma ya da ekstramedüller plazmasitom gibi.
Sık Sorulan Sorular
Kısmi gerçekleştirilen gırtlak kanseri ameliyatlarında ses telleri korunabilir; ses tellerinin korunduğu bu ameliyatların hemen ardından konuşma zorluğu yaşansa da bir süre sonra ses eski haline gelebilir.
Fakat gırtlağın tamamının çıkarıldığı ameliyatlar sonrası hasta sesini kaybeder.
Bu ameliyatlar sonrası hastanın durumuna göre farklı konuşma teknikleri ya da cihazlar kullanılabilir. Özofagus konuşması olarak bilinen havayı yemek borusundan aşağı doğru hareket ettirerek ve ardından ağza geri getirerek konuşma sağlanabilir ve bunun için ses terapistleriyle çalışılabilir.
Elektronik gırtlak denilen küçük bir cihazı boyna doğru tutarak hastanın ses çıkarması sağlanabilir.
Halk arasında ses mikrofonu olarak da bilinen ses protezleri ile hasta konuşabilir.
Gırtlak kanseri tedavisi süresince radyoterapi ya da ameliyattan sonra yutma zorluğu, ağrı, tat alma, kilo kaybı gibi sorunlar yaşanabilir.
Gırtlak kanseri ameliyatından sonra katı gıda beslenmeye hemen geçilemeyeceğinden beslenme için burundan, boğaza açılan delikten ya da karın duvarından mideye bir tüp bağlanabilir, bu süreçte hasta bu tüp vasıtasıyla sıvı besinler alır.
Normal beslenmeye geçildiği dönemde asitli, baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
Bazı ameliyatlardan sonra hastalarda tat alma kaybı yaşanabilir ve tat kaybını gidermek için besinlere güçlü soslar veya tada tat katacak ot, sarımsak, limon suyu takviyesi yapılabilir.
Çiğnemesi ve yutması kolay besinler tercih edilmeli buna rağmen kilo kaybı yaşıyorsanız doktorunuza başvurarak ek vitamin takviyesi isteyebilirsiniz.
Sigara içmek gırtlak kanseri için başlıca risk faktörüdür. Toplumda yaklaşık her 100.000 kişiden birinde gelişen gırtlak (larinks) kanseri çoğunlukla sigara içen erkeklerde görülürken, sigara kullanımının artmasıyla kadınlarda da son zamanlarda gırtlak kanserinde artış olmuştur. Gırtlak kanserinin en önemli belirtisi ses kısıklığı olup, özellikle 2 haftayı geçen ses kısıklığında, kesinlikle bir kulak burun boğaz hastalıkları uzmanına muayene olunması gerekir.
Bu konuda kanıtlanmış kesin bir yol yoktur fakat risk faktörlerinden uzak durularak gırtlak kanserine karşı önlem alınabilir.
Gırtlak kanseri için en önemli risk faktörü sigaradır, sigara ve alkolden uzak durulmalıdır; sigarayı bırakmak gırtlak kanseri riskini önemli oranda düşürmektedir.
Meyve ve sebze ağırlıklı bir beslenme düzeni önemlidir, gerekli vitamin ve antioksidanları aldığınızdan emin olunuz.
HPV, gırtlak kanserine yol açabileceğinden gerekirse HPV aşısı olunmalıdır.