Özel geliştirilen cihazlarla hastanın tüm vücut ısısını veya bölgesel olarak tümörün ısısını artırmayı hedefleyen “Hipertermi yöntemleri”, günümüzde birçok hastalık için önemli bir tedavi seçeneğidir. Isı ile tedavi anlamına gelen hiperterminin, birçok farklı alt türü olan kanser hastalığı tedavisinde kullanıldığında; kemoterapi ve radyoterapinin etkinliğini artırdığını gösteren çok sayıda çalışma vardır. Bu özelliğiyle hipertermi, kanser alanında kanıta dayalı “tamamlayıcı” bir işlemdir Tüm Vücut Hipertermi ve Bölgesel Hipertermi olmak üzere 2 ana başlık altında incelenir.

Hipertermi Nedir?

Hipertermi, ‘ısı ile tedavi’ anlamına gelir aynı zamanda termoterapi olarak da bilinen yöntem, özel geliştirilen cihazlarla hastanın tüm vücut ısısı artırılarak uygulanan ve birçok hastalık için tercih edilen önemli bir tedavi seçeneğidir.

Hipertermi Hangi Hastalıkların Tedavisinde Kullanılır?

Hipertermi, birçok farklı alt türü olan kanserin tedavisinde kullanılır. Yöntemin, kemoterapi ve radyoterapi gibi temel kanser tedavilerinin etkisini artırdığına yönelik birçok çalışma bulunmaktadır ve bu durumuyla hipertermi, kanser alanında kanıta dayalı “tamamlayıcı” bir tekniktir.

Hipertermi Kanser Tedavisinde Nasıl Uygulanır?

Hipertermi, ‘Tüm Vücut’ ve ‘Bölgesel’ olmak üzere 2 ana başlık altında incelenir.

Sizi Arayalım

    Tüm Vücut Hipertermi ile Kanser Tedavisi

    Sağlıklı bir kişi, hastalık tehdidine artan bir vücut ısısı ile yani ateşle karşılık verir, tüm vücudu ısıtarak ateş çıkarma, bağışıklık yanıtını artırmayı tetikler, ateş, bağışıklık sisteminin aktifleşmesi ve düzenlenmesinde önemli bir rol üstlenir. Bu durum, “doğal, geçici bir immünolojik özel program” olarak değerlendirilebilir. Tüm vücut hiperterminin kanser tedavisindeki temel işlevi, beraberinde uygulanan kemoterapinin etkinliğini artırma ve bağışıklık sistemini güçlendirmedir. Özellikle yaygın tümörü olan hastalarda kemoterapi ile birlikte uygulandığı zaman tedaviyi daha etkin kılmakta ayrıca bağışıklık sistemi fonksiyonlarında ölçülebilir bir artışı da sağlayabilmektedir.

    Tüm vücut hipertermide, en eski tedavi prensiplerinden biri olan ateşi yükseltmek açısından deriye zarar vermeyen ve derinlik etkili su filtreli infrared-A ışını yayan lambalar, direkt karın ve gövdeye yöneltilir. İşlem sırasında hastanın vital fonksiyonları (tansiyon, nabız, oksijen satürasyonu, solunum sıklığı ve vücut ısısı) izlenerek, vücut ısısında kontrollü ve hedeflenen bir artış sağlanır. Çalışmalar, bağışıklık sisteminin aktifleşmesi için en uygun vücut ısısı değerlerinin 39 °C – 40 °C olduğunu gösterdiğinden, kanser tedavisinde hedef vücut ısısı, “orta” tüm vücut hipertermi olarak da nitelendirilen 39 °C – 40 °C civarıdır. Tedavi, vücudun verdiği tepkiye ve hedef ısıya ulaşılma süresine göre değişkenlik göstermekle birlikte, ortalama 4 saat kadar sürer.

    Bölgesel (lokal) Hipertermi ile Kanser Tedavisi

    Bölgesel hipertermi, kanser tedavisi alanındaki uzun yıllar süren çalışmalar sonunda geliştirilmiştir, radyo frekans dalgaları ile tümörlü bölgeyi ısıtma prensibine dayalı bu yöntemdir. Kemoterapi ve radyoterapi gibi mevcut kanser tedavilerinin etkinliğini güvenli biçimde artırabilir. “Bölgesel derin elektro hipertermi” olarak da tanımlanan bu yöntemde, tümörlü bölgeye dokuda hedeflenen, 42 °C – 44 °C derece arası yoğun bir enerji uygulanır. Tümör hücreleri, çeşitli hücresel mekanizmalar kullanılarak bağışıklık sisteminden gizlenir fakat bölgesel hipertermi uygulanarak verilen ısıyla, bu hücreler görülebilir. Bu yolla hiperterminin, radyoterapi ve/veya kemoterapiyi daha etkili hale getirmesi söz konusudur. Bazı vakalarda daha önce uygulandığında etkili olmayan kemoterapi ve/veya radyoterapi, hipertermiyle birlikte kullanıldığında daha başarılı sonuçlar elde edilebilir.

    Hipertermi etkisindeki kanser hücreleri “ısı şok proteinleri” oluşturur; bu proteinler bozulmuş hücre yüzeylerinde görünür ve vücudun kendi bağışıklık sistemi, bu proteinleri yabancı hücreler olarak algılar. Bu durum bağışıklık hücrelerinin, kanser hücreleriyle savaşması yönünde açık bir göstergedir. Hipertermi altındaki sağlıklı hücrelerde belirgin bir ısı şok proteini artışı oluşmaz ve normal hücreler, hipertermiden zarar görmez.

    Ortalama 60 dakika kadar süren tedaviler sırasında hasta tedavi yatağında rahatça uzanır, gücü ayarlanabilir radyo frekans dalgaları, karşılıklı iki elektrot başlığıyla tümör alanına yöneltilir ve 42 °C – 44 °C arası yüksek ısıya ulaşılır ve bu sıcaklık, kanser hücrelerine ve tümör damarlarına zarar verir.

    • Primer tümörler veya yayılım göstermiş (metastaz) tümörler
    • Organlardaki tümörler (karaciğer, pankreas, böbrekler, akciğerler v.s.)
    • Sindirim sistemi tümörleri
    • Kalça bölgesi (pelvis) tümörleri
    • Baş ve boyun tümörleri
    • Beyin tümörleri veya beyine yayılım (metastaz)
    • Meme kanseri (meme kanserinin lokal nüksü)
    • Prostat kanseri
    • Melanom
    • Yüzeysel tümörler için uygulanmaktadır.

    Sık Sorulan Sorular

    Isının yol açtığı hücresel stres ve oluşturduğu hasar, kanser hücrelerinin apoptoza (programlı hücre ölümü) gitmesini sağlar.

    Kanserli dokuda hipoksi (oksijen azlığı) ve asidik bir ortam vardır, bu durum kanserli dokuya kemoterapi ilaçlarının ve radyoterapinin etkisini azaltır. Isı artışıyla, tümörün kanlanması artar, dolayısıyla asidik ortam azalır ve diğer tedavi yöntemlerinin daha etkili rol oynamasına yardım eder.

    Isıyla hücresel düzeyde “ısı şok proteinleri”nin üretimi artar ve bu durum da ‘natural-killer’ olarak bilinen bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırır. Isının etkisiyle, tümöre özgü antijen üretimi ve antijenlerin hücre dışına çıkışı da artış gösterir yani kanserli hücrelerin bağışıklık sisteminden gizlenmesini sağlayan maskeleri düşer, böylelikle kanserin bağışıklık sistemi tarafından tanınması kolaylaşır. Hem tüm vücut hipertermi hem de bölgesel hipertermi bağışıklık sisteminin özelleşmiş hücrelerinden antijen sunan hücrelerinin lenf bezlerine geçişini ve T hücrelerinin “tümör bölgesinde” immunolojik cevabını kolaylaştırır.

    Kanserli dokudaki tümörü besleyen kılcal damarların yapısı, normal damarlardan farklı olduğundan özellikle bölgesel hipertermi ile bu damarlarda mikro trombozlar yani pıhtı oluşarak, tümörün beslenmesi bozulabilir.