Lenf kanseri (lenfoma) vücudun savunma hücreleri olan lenfositlerin kanserleşerek kontrolsüz büyümesi olayıdır. Lenf bezleri, vücudun en önemli savunma mekanizmalarındandır ve lenf bezleri lenf kanserinin en sık görüldüğü yerlerdendir.
Vücudumuzda binlerce lenf bezi bulunur enfeksiyon ve hastalıklara karşı direnmemizi sağlayan bağışıklık sistemimizin en önemli parçasıdır. Enfeksiyonlar sırasında lenf bezleri büyür.
Hastalık sona erdiğinde de yeniden eski boyutlarına döner. Bu son derece normal bir mekanizmanın göstergesidir. Lenfoma oluştuğunda, lenfatik sistemin hücreleri olan lenfositler bozulur ve çoğalır, böylece daha anormal hücreler meydana getirir.
Lenfomalar temelde Hodgkin ve non-Hodgkin (Hodgkin olmayan) olmak üzere iki grupta ele alınır. Her ikisinin de belirtileri benzer olabilmekle birlikte, lenfomanın türüne yapılan tetkiklerde rastlanabilecek birtakım özel hücrelere göre karar verilir.
Tedavi seçeneklerinin belirlenebilmesi için lenfomanın türünün belirlenmesi oldukça önemlidir.
Lenfoma Belirtileri Nelerdir?
Lenfoma erken evrelerde her zaman belirti vermeyebilir. Hastalık ilerledikçe birçok hastalığı taklit eden belirtiler meydana gelir ve bu belirtiler hastalığın evresine göre değişkenlik gösterebilir. Bazen tek taraflı büyümüş bir bademcik veya yumuşak deri altı nodülleri lenfoma tanısı alabilir, bu lenf nodları, vücudun birçok bölgesinde saptanabilir:
- Boyun
- Göğsün üst bölgesi
- Koltuk altları
- Mide
- Kasık
Hastalığın erken evredeki bulgularının seçici olmaması sebebiyle lenfoma tanısı bazen gözden kaçabilir ve bu aşamada birçok belirti ile bulgu lenf nodu büyümesine eşlik edebilir:
- Öksürük ve nefes darlığı
- Bademcik şişmesi
- Yüksek ateş
- Gece terlemeleri
- Halsizlik
- Açıklanamayan kilo ve iştah kaybı
- Karın bölgesi krampları
- Kaşıntı
- Kemik ağrısı
- Dalakta büyüme
- Alkol alımını takiben oluşan ağrı hissi
Sizi Arayalım
Lenfoma Nedenleri Nelerdir?
Lenf kanserinde lenfosit denen hücreler, lenfoma hücresine dönüşür bu hücreler de lenf bezleri ve diğer dokularda kontrolsüz biçimde çoğalarak kitleler meydana getirir. Çoğu vakada hastalığın sebebi bilinemez fakat EBV ve HIV enfeksiyonları ile lenfoma arasında ilişki saptanmıştır. Aynı aileden birden fazla kişide lenfoma olduğu zaman genetik faktör bulunduğu da düşünülür. Bağışıklık sistemi bozulmuş insanlarda, lenfoma, daha sık görülür. Benzen tarım ilaçları da hastalığın sebepleri arasındadır.
Çeşitli çevresel, enfeksiyöz ve genetik faktörlerin kişilerde lenfoma gelişimine zemin hazırlaması mümkündür:
Mesleksel Maruziyet
Tarım alanında çalışan kişilerin zararlı ot ve haşerelere karşı kullanılan herbisit ve pestisit kimyasallara maruz kalması mümkündür bu maruziyet lenfoma gelişme riskinde artış ile bağlantılıdır.
Enfeksiyöz Nedenler
Çeşitli mikroorganizmalar yüzünden meydana gelen hastalıkların, farklı türdeki lenfoma gelişimiyle ilişkisi olduğu saptanmıştır. Helicobacterpylori adı verilen bakteri MALT (mukoza ilişkili lenfoid doku) lenfomaya, borreliaburgdorferi, chlamydiapsittaci, campylobacterjejuni olarak adlandırılan bakteriler, T hücre lenfotropik virüs yetişkin T hücreli lenfomaya, hepatit C virüsü lenfoplazmasitik lenfoma veya diffüz büyük b hücreli lenfomaya, HHV8 virüsü ise primer efüzyon lenfoma ve Castleman hastalığına yol açabilir.
Bu mikroorganizmalar ve hastalıklar dışında uzun süreli lenfoid dokunun uyarılmasına yol açan EpsteinBarr virüsü ve sitomegalovirüs gibi virüslerde de lenfoma gelişme riski olabilir.
İmmün (Bağışıklık) Yetmezlik
HIV enfeksiyonu, organ transplantasyonu (nakli) sonrasında red gelişimini engellemek için kullanılan ilaçlar veya genetik olarak bağışıklık ile ilgili hastalıklara sahip kişilerde lenfoma görülebilir.
Otoimmün Hastalıklar
Bağışıklık sisteminin kendi hücre ve dokularına karşı antikor ürettiği ve bu yapılarda harabiyete yol açtığı hastalıklar, otoimmün hastalık olarak adlandırılır. İnflamatuar bağırsak hastalıkları (İBH), romatoid artrit ve Sjögren sendromu otoimmün hastalık sınıflaması içerisindedir. İBH’deenteropati ilişkili lenfoma hastalığı ortaya çıkabilirken, romatoid artrit ve Sjögren sendromunda diffüz büyük b hücreli lenfoma gelişimi için bir risk görülebilir.
Lenf Kanseri (Lenfoma) Risk Faktörleri
Sebepleri henüz tam olarak tespit edilememekle birlikte, Hodgkin lenfoma erkeklerde kadınlara oranla daha çok görülür. Özellikle genç erişkinlik olarak tabir edilen 15-34 yaş aralığı ile 55 yaş ve üstünde daha sık rastlanır.
Tanımlanmış bazı risk faktörleri şunlardır:
- Aile öyküsü
- Epstein-Barr virüsü (EBV) enfeksiyonu
- HIV enfeksiyonu
- Non-Hodgkin Lenfomalar ise Yaş İlerledikçe Daha Sık Görülen Hastalıklardır. Non-Hodgkin Lenfomalar İçin Tanımlanmış Kimi Risk Faktörleri Aşağıdakilerdir:
- EBV enfeksiyonu
- HIV enfeksiyonu
- HTLV (insan T hücreli lösemi virüsü) enfeksiyonu
- HelicobacterPylori enfeksiyonu (özellikle mide lenfomalarında)
- HHV-8 (insan herpes virüs tip 8) enfeksiyonu
- Hepatit C virüsü enfeksiyonu
- Birtakım kimyasallar (özellikle zirai ilaçlar ve ısıtma-soğutma endüstrisinde kullanılan kimyasallar)
- Bazı kanserlerin tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçları
- Kleinefelter, Chediak-Higashi sendromları gibi kimi genetik hastalıklar
- Sjögren sendromu, çölyak hastalığı, sistemik lupus gibi bazı romatolojik hastalıklar
Fakat kişinin bu risk faktörlerinden bir veya birden fazlasını taşıması, mutlaka lenfoma olacağı anlamına gelmez. Birçok risk faktörü taşıyan bazı bireylerde yıllarca lenfoma gelişmeyebileceği gibi, risk faktörü olmayan bireylerde de lenfoma gelişimi mümkündür.
Birçok risk faktörü taşıyan bazı bireylerde yıllarca lenfoma gelişmeyebileceği gibi, risk faktörü olmayan bireylerde de lenfoma gelişimi söz konusudur.
Tanı Yöntemleri
Eğer büyüyen lenf nodu ve diğer belirtiler lenfomaya işaret ederse, bireyin hastalık ve aile öyküsü alındıktan sonra detaylı bir fizik muayene yapılır. Boyun, koltuk altı, dirsek, kasık ve diz gerisindeki çukurluk büyümüş lenf nodu varlığı için muayene edilir. Aynı zamanda dalak ve karaciğerde de olası bir büyüme varlığına yönelik muayene yapılması söz konusudur, ardından, tanının kesinleştirilmesi ve kanserin yayılımının belirlenmesi için yapılabilecek kimi testler aşağıdaki gibidir:
- Kan Testleri
- Tam kan sayımı ve biyokimyasal incelemeler (LDH, ürik asit gibi).
- Akciğer Filmi
- Olası lenf bezi büyüklüğü ve diğer problemler araştırılıyor.
Biyopsi
Büyüyen lenf bezinin kısmi ya da mümkünse tam olarak çıkarılması gerekir. İğne ile yapılan biyopsiler genellikle sağlıklı sonuç verme olasılığının düşüklüğü nedeniyle, lenfoma şüphesi varsa mutlaka lenf bezinin tamamı, bu mümkün olmuyorsa bir kısmının bir patolog tarafından incelenmesi şarttır. Hastalığın yaygınlığının saptanması için kemik iliği biyopsisi de yapılabilir.
Bilgisayarlı Tomografi
Boyun, akciğer ve tüm karın bilgisayarlı tomografi ayrıntılı bir şekilde ile incelenebilir.
Lenf Kanseri (Lenfoma) Tedavisi
Lenfomada tedavi kararını etkileyen faktörler arasında; lenfomanın tipi, hastalığın evresi, büyüme ve yayılma hızı, hastanın yaşı, hastanın diğer sağlık problemleri olarak sayılabilir.
Yavaş ilerleyen ve belirtisi olmayan kimi çeşit lenfomlarda hasta, hastalığın ilerlemesi, belirtilerin meydana gelmesi ve tedavi gerekliliğinin doğması bakımından düzenli aralıklarla kontrol edilir. Belirtileri olan yavaş seyirli lenfomalarda; kemoterapi, biyolojik tedaviler (monoklonal antikorlar) ve radyoterapi kullanılabilir.
Hızlı seyirli lenfoma tedavisinde genellikle kemoterapi ve biyolojik (monoklonal antikorlar) tedaviler tercih edilirken gerektiğinde radyoterapi, tedaviye eklenebilir.
Hastalık tedaviye dirençli olduğu zaman veya tedaviden sonra hastalık tekrarının (nüks) geliştiğinde kullanılan tedavi şekilleri ise; kemoterapi, biyolojik tedaviler, radyoterapi, yüksek doz tedavi ve kök hücre ya da kemik iliği nakilleri ve Car T Cell tedavisidir. Car-T Cell tedavisi bugün için B hücreli Lenfoma için onaylı bir tedavi metodudur. Bu tedavi, hücresel bağışıklık sistemimizin ana elemanı olan T hücrelerinin genetiğini değiştirerek kanseri tanımayan bağışıklık sistemi hücrelerimizi kanseri tanıyan ve onları savaşan hücrelere dönüştürmeyi esas alır.
Lenfoma tedavisi tamamlandıktan sonra, hastalar nüks olasılığı açısından, ilk 2 yıl daha sık olmak üzere 5 yıla kadar yakın takipte tutulur.
Sigara, alkol gibi zararlı alışkanlıklardan uzaklaşarak düzenli egzersiz ve sağlıklı besinler tüketmek gibi yaşam tarzı değişiklikleri, lenfomalardan korunma noktasında önerilir.
Lenf Kanserinde Moral Çok Önemli
Hastanın olumlu bir bakış açısına sahip olması ve iyileşeceğine inanması, lenfoma tedavisine yardımcı olacağından moral, doktor bakımından da önemlidir ve moral tek başına lenfomayı yenmede etkili olmasa da hastanın tedavi sürecine uyumunu sağlar. Hasta lenfoma tedavisine ne kadar uyarsa ve iyileşeceğine, hayatta kalacağına ne kadar inanırsa başarı şansı da doğal olarak artar.