Pankreas, vücutta çok önemli görevleri olan karnın en arka bölümünde bulunan ve yaklaşık 15 cm uzunluğundaki mide, onikiparmak bağırsağı ve kalın bağırsakla komşu bir organdır. Pankreas, tüketilen besinlerin sindirimini ve bu besinlerden elde edilen glikozun kanda olması gereken seviyelerde tutulmasını sağlar. Bunun haricinde de pek çok hayati görevi bulunan pankreasta oluşan en küçük hasar, tüm vücudu etkileyecek sonuçlara neden olabilir.

Pankreas Kanseri Nedir?

Pankreasın herhangi bir bölümündeki çoğalma eğilimi gösteren kötü huylu kitleler, pankreas kanseri olarak tanımlanır. Bu organda oluşan kanserler, organın tüm bölgelerinde en sık olarak da baş bölgesinde yayılım gösterir. Adenokanser, pankreas kanseri türleri arasında en sık rastlananıdır,  agresif hücrelerden köken aldığı için hızlı şekilde ilerleyebilir ve çevre dokulara da metastaz yapabilir.

Pankreas Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Pankreas kanseri başlangıç evrelerinde sinsi bir şekilde herhangi bir belirti vermeden ilerleme gösterebilir. Ancak ilerleyen dönemlerde görülmeye başlayan en yaygın pankreas kanseri belirtileri; kilo kaybı, karın ağrısı, sarılık, iştah kaybı, bulantı-kusma, halsizlik, yorgunluk, ishal, sindirim zorluğu, sırt ağrısı, cam macunu renginde dışkılama, solgunluk, aniden ortaya çıkan ve aile öyküsü bulunmayan şeker hastalığı ile depresyon gibi semptomlardır. Hazımsızlık, şişkinlik ve iştahsızlıkla birlikte yetersiz beslenme sonucunda hastalarda hızlı kilo kaybı görülür. Sarılık, en erken dönemde ortaya çıkan ve yaygın gözlenen belirtilerden biridir. Başlangıçta gözlerde ortaya çıkar daha sonraları deride sararma, idrar renginin koyulaşarak ‘çay renkli idrar’ yapmaya dönüşmesi gibi durumlarla kendini gösterir ve nihayet ‘cam macunu’ olarak tanımlan dışkı renginin anormal açılması şeklinde görülür. Karaciğerin ürettiği bilirubin maddesinin pankreas kanseri tarafından safra yolunun tıkanması sonucunda onikiparmak bağırsağına olan atılımının engellenmesi sarılık sebebidir. Ağrı önceleri müphem karın ağrısı olarak tanımlanır, hafif bir rahatsızlık hissi şeklindeyken, ileri dönemde sırta vuran karın ağrısına dönüşür, künt tabiatlıdır. Sıklıkla hazımsızlık ve şişlik belirtileri ile birliktedir.

Sizi Arayalım

    Pankreas Kanseri Nedenleri Nelerdir?

    Hastalığın nedeni bilinmemekle birlikte sigara içen ve şişman bireylerde daha sık görülür. Hastaların  yüzde 30’unda sigara kullanımı pankreas kanserinin nedenidir ve erişkin tip şeker hastalığına bağlı pankreas kanseri tartışmalıdır. Ailede kanser öyküsünün bulunması da pankreas kanseri nedenleri arasındadır. Hastalık erkeklerde kadınlardan daha sık görülmekte olup bu hastalığa yakalanma riski yaşla birlikte artmaktadır. Dünya genelinde erkeklerde 63, kadınlarda 67 pankreas kanserine yakalanmadaki ortalama yaştır.

    Pankreas Kanseri Tanısı Nasıl Koyulur?

    Hastalık sinsi belirtilerle ortaya çıktığından özellikle erken evrelerde tanı koymak zordur. Erken dönemde sağlık kuruluşuna başvuran hastaların hekim tarafından muayene edilmesi ve hastalığın tanısı için gereken tanı testlerinin uygulanması oldukça önemlidir.

    Ultrasonografi: Pankreas kanseri şüphesinde başvurulacak ilk inceleme yöntemi ultrasonografidir . Pankreasta sert veya kistik kitle varlığı, kitlenin boyutu, kitlenin diğer çevre yapılarla olan ilişkisi ve damarsal yapılara olan yakınlığı hakkında bilgi sağlar.

    Laboratuvar tetkikleri: Serum bilirubinleri, alkalen fosfataz, karaciğer transaminazları ile CEA, CA19-9 ve CA-125 gibi değerler yükselmiştir ve idrarda bilirubin pozitiftir.

    Bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MR): BT ağız ve damar yolu ile kontrast ilaç verilerek çekildiğinde, pankreas tümörlerine ilişkin çok önemli bilgiler verir ve yaklaşık yüzde 95 ve üzerinde tanı koydurucu özelliği bulunur. MR görüntüleme, tümörün ayırıcı tanısında da önemlidir. Bu iki inceleme gerektiğinde birlikte kullanılarak, tümörün evrelemesinin doğru yapılması ve hastaya verilecek ameliyat kararı için doğru sonuçlara ulaşılmasına katkı yapar.

    Yapılan testler sonucunda hastalık teşhisi konulan bireylerin, pankreas kanseri evreleri açısından da detaylı şekilde değerlendirilmesi, hastalığın bulunduğu evre tespit edildikten sonra tedavi sürecine derhal başlanması gerekir.

    Pankreas Kanseri Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Pankreas kanseri tedavisine başlarken süreçte fizik muayene, laboratuvar ve radyolojik incelemelerin sonunda, pankreas tümörünün hangi evrede olduğu, komşu organlarla ilişkisinin ne durumda olduğu, özellikle komşu damarlara ve/veya uzak organlara yayılımının olup olmadığı ortaya konulup ameliyatla çıkarılma şansı değerlendirilir ve ileri evredeki tümörlerde cerrahi uygulanamaz. Bu hastalara uygulanacak kemoterapi ile birlikte, mevcut sarılığın düzeltilmesi, beslenme desteğinin sağlanması, ağrının azaltılması yoluyla yaşam konforunu iyileştirmeye yönelik bazı girişimler uygulanabilir. Bu amaçla ağızdan mide yoluyla yapılan endoskopi ile safra yoluna geçişi sağlayan bir borunun (stent) konulması, karın cildinden karaciğer içi safra yollarına bir iğne yardımıyla konulan kateterle safranın dışarı akıtılması, ağrı ile ileri mücadele teknikleri, onikiparmak bağırsağında tıkanıklığa neden olan tümörlerde bu kısma ağızdan endoskopik yöntemle girilerek stent takılması gibi teknikler kullanılır.

    Cerrahi Tedavi: Yapılan incelemelerde tümör operasyonla çıkarılmaya uygunsa ‘Whipple ameliyatı’ yapılır.  Bunun yanında tümör pankreasın gövde ve kuyruk kısmına yerleşmiş ise nispeten daha kolay rezeksiyon teknikleri uygulanabilir. Tümörün cerrahi olarak çıkarılması bu hastalar için tek kür şansını meydana getirir. Pankreas başı tümörlerinde, cerrahi olarak yalnızca pankreasın baş kısmını çıkarabilmek mümkün olamadığından ameliyat daha karmaşıklaşmıştır. Whipple ameliyatında; pankreasın başı ile birlikte, blok halinde  safra kesesi, ana safra kanalının bir kısmı, onikiparmak bağırsağı, midenin bir kısmı ve etraf lenf bezleri çıkarılır.

    Radyasyon Tedavisi: Radyoterapi de denilen radyasyon tedavisi, kanser hücrelerini öldürmek için yüksek enerjili ışınların kullanılması işlemidir. Radyasyon tedavisi, sadece tedavi edilen bölgedeki hücreleri etkiler. Radyoterapi, özellikle tümörün yerleşimi ve büyüklüğü cerrahiyi zorlaştırıyorsa veya  cerrahi yapılamayan durumlarda tek başına ya da kemoterapi ile kombine uygulanır. Cerrahi öncesinde tümörü küçültmek amacıyla kemoterapi ile birlikte radyoterapinin kombine kullanımı da mümkündür. Bazı durumlarda operasyon sonrası nüksleri engellemek için radyoterapi verilebilir.

    Kemoterapi: Kanser hücrelerini öldürmek için antikanser ilaçların kullanımıdır. Pankreas kanserlerinde ameliyat öncesi ya da sonrasında hastaların genel durumları dikkate alınarak kemoterapi denilen ilaç tedavisi uygulanması mümkündür. Kemoterapi, cerrahi öncesinde tümörü küçültmek için ya da cerrahinin yerine primer tedavi olarak radyoterapi ile beraber kullanılabilir. Yaygın ileri evre hastalıkta cerrahi ve radyoterapi gerekmez. Bu grup hastalara kemoterapi uygulanarak, hayat kaliteleri belirgin derecede iyileştirilebilir.

    Tedaviden Sonra

    Sağ kalım: Erken tanı ile ameliyat edilip tam iyileşme şansı yüzde 50’nin altındadır. Antikanser ilaçlar ve ışın tedavisi iyileşme oranını artırmaktadır. Fakat  geride kanser hücresi bırakılan ameliyatlardan sonra veya komşu organlara yayılım olan durumlarda sağ kalım oranları iyi değildir.

    Korunma: Pankreas kanserinden korunmak için tütünden uzak durulmalı, dengeli beslenilmeli, düzenli egzersiz yapmalı ve fazla kilolardan kurtulunmalıdır.