Diğer jinekolojik kanserlerle karşılaştırıldığında, erken dönemdeki yumurtalık kanserleri hemen hemen hiçbir ön belirti vermez. Erken teşhisin önemli olduğu yumurtalık kanserinin teşhisinde, rutin ultrason tetkikleri büyük rol oynar.
Yumurtalık Kanseri Nedir?
Epitelyum hücreler, dokusunda pek çok farklı hücre bulunan yumurtalıkların ana yapısını oluşturur. Epitel veya embriyonik döneme ait hücrelerde görülen kontrolsüz bölünme ve çoğalma sonucunda yumurtalık kanserinin oluşması söz konusudur. Yumurtalık kanserlerinin yüzde 80’i, daha çok menopoz sonrası görülen epitelyum dokuda oluşur. 20 yaşın altında gözlemlenen yumurtalık kanserlerinin yüzde 60’ında ise embriyonik tümörler görülür.
Yumurtalık Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Yumurtalık kanseri belirtileri genellikle kendini çok göstermez belirtilerin çoğu hastaya özel olmakla birlikte tipik bir bulgusu yoktur. Yumurtalık kanseri belirtileri kapsamında, pek çok hastalık belirtisi olarak da söylenebilecek; karın ağrısı, şişkinlik ve mide rahatsızlıkları sıralanması mümkündür.
Yumurtalık kanserinin en büyük belirtisi, ileri safhalarında karında ele gelen kitle, aşağı doğru basınç hissi, karında sıvı birikmesi, karın şişliği, çevredeki organlara bası yapmasına bağlı olarak idrar ve bağırsak şikayetleridir.
Yumurtalık kanserinin bazı türlerinde, hormon düzensizlikleri görülmesi mümkündür. Buna bağlı olarak adet düzensizlikleri, erkeklik hormonu salgısının artmasıyla tüylenme, erkek tipi saç dökülmesi görülmesi olasıdır. Birçok yumurtalık kanseri şikayeti ise karın şişliğine ilşkindir.
Genel olarak görülen yumurtalık kanseri belirtilerini şöyle sıralayabiliriz;
- Bağırsak alışkanlıklarında değişiklik, özellikle kabızlığın ortaya çıkması,
- Mesane alışkanlıklarında değişiklik, sık sık idrara çıkma ihtiyacı,
- İştah kaybı veya hızlı bir şekilde tokluk hissi,
- Vajinal kanama,
- Kilo kaybı,
- Karında basınç hissi ve şişkinlik,
- Kasıkta dolgunluk veya ağrı,
- Uzun süreli hazımsızlık, gaz veya bulantı.
Sizi Arayalım
Yumurtalık Kanseri Neden Olur?
Yumurtalık kanseri sebepleri çok net bilinmese de bazı risk faktörlerinin bu hastalığa yol açtığı söylenebilir. Genetik, çevresel ve hormonal faktörler, yumurtalık kanserleri nedenleri arasında sayılabilir. Yumurtalık kanseri sebeplerini şöyle sıralayabiliriz;
- Ailesinde meme ya da yumurtalık kanseri olanlarda risk artar.
- Son yıllarda bazı genlerdeki değişiklikler yumurtalık kanseri riskinin armasına neden olmuştur.
- Yumurtlamayı artırıcı ilaç kullananlarda over kanseri riski artar.
- Doğum kontrol hapı kullanımı yumurtalık kanseri riskini azaltır.
- Yumurtalık kanseri riski hiç gebe kalmamışlarda daha yüksektir. Doğum yapanlarda risk azalır.
Yumurtalık Kanseri Teşhisi Nasıl Yapılır?
Diğer kanser türlerinde olduğu gibi erken tanı yumurtalık kanserinde de çok önemlidir. Erken tanı için kadınların yıllık rutin jinekolojik kontrollerini aksatmamaları tavsiye edilir. Jinekoloji muayenede ele gelen kitle veya ultrason sırasında yumurtalıklarda görülen kitleler, kansere erken müdahale etme şansı vermektedir.
Yumurtalıklardaki her kist kanser anlamına gelmemektedir. Üreme çağındaki kadınlarda görülen kistlerin çoğu basit ve zararsızdır. Zaman içinde kendiliğinden kaybolan bu kistler kanser riski taşımaz. Bu yüzden uzman doktor tarafından ultrasonda izlenen kistlerin zararlı mı yoksa vücut için herhangi bir olumsuzluk içermeyen özellikte mi olduğu saptanmaktadır. Ayrıca menopozdaki kadınlar ve adet görme öncesi genç kızlardaki her türlü kist, tümör riskine açıktır ve bu açıdan mutlaka değerlendirilmesi gerekir.
Tümör özelliği bulunan yumurtalık kisti ve kitlelerinin ileri safhalarında, kanda tümör belirteçlerine bakılmalıdır. Bazı tümör belirteçleri (özellikle CA 125) bazı over tümörü tiplerinde yüksektir. Fakat, CA125 ve diğer tümör belirteçlerinin yüksekliği her zaman kitlenin kanser olduğunu göstermeyeceği gibi tümör belirteçlerinin düşük olması da kanseri ekarte etmemektedir. Tümör belirteçleri dışında doppler ultrasonografi de kan akım değişikliklerini gösterir iyi huylu ve kötü huylu tümör ayırımında yardım edebilir. Tüm bu yöntemler yardımcı tekniklerdir. Hiçbiri kesin tanı koymak için yeterli olmaz. Tümöral olduğu düşünülen (ister iyi huylu ister kötü huylu olsun) kist ve kitleler ile ayırım yapılamayan olgularda, cerrahi yapmak ve operasyon sırasında patolojik örnek biyopsi almak, kesin tanı konulmasını sağlamaktadır.
Kist varlığında tümör belirteçleri ve doppler incelemeleri normalse ultrason ve muayeneyle tümoral olduğunu düşündüren hiçbir bulgu yoksa ve kist 8 cm’den küçükse bir süre izlenebilir. Takip sırasında küçülme ya da kaybolma olmuyorsa ameliyat tercih edilmelidir.
Yumurtalık Kanseri Tedavisi Nasıl Olur?
Yumurtalık kanseri tedavisi cerrahi olup, yalnızca rahim ve yumurtalıklar değil, vücutta tutulması muhtemel tüm dokular alınır ve cerrahi tedaviden sonrası kemoterapi yapılır. Yumurtalık kanserindeki tüm evrelerde cerrahi tekniğe başvurulur. Yumurtalık kanseri tedavisinde kitlenin çıkarılması hayati organlara zarar verme riski taşıyor ise önce kemoterapi ile kitlenin küçültülmesi hedeflenir ve ardındanda cerrahi yöntem ilke kanserli kitle ve dokulara müdahale edilir. Yumurtalık kanseri ameliyatı sonrasında eğer kanser vücuda yayılım göstermiyor ise kemoterapi gerekmeyebilir. Eğer yumurtalık kanseri yayılma gösteriyorsa kemoterapi veya radyoterapi yapılmalıdır. Kemoterapi hastalığın evresine göre değişmekle birlikte ameliyat sonrası 6-9 kür uygulanır.
Yumurtalık kanserinde yeni tedavi alternatifleri artık ülkemizde de sıklıkla uygulanmaktadır. Hedefe yönelik ajanlarla uygulanan tedaviler, kür ihtimalini artırır, hayatta kalma süresini uzatır ve önemli bir semptomatik rahatlama sağlar. Yumurtalık kanserlerinin tedavisinde üremenin korunmasına, oldukça özen gösterilir. Erken yaşta görülen germ hücreli yumurtalık kanserleri ve borderline tip yumurtalık kanserlerinde yalnızca kanserli doku ya da kanserli yumurtalık çıkarılır, rahim ve karşı yumurtalık korunur ve gebe kalmak mümkün hale getirilir.
Sık Sorulan Sorular
Yumurtalık kanserinin tedaviye vereceği yanıt, tümörün ne kadar yayıldığı ile doğrudan bağlantılıdır. Yumurtalık kanseri erken dönemde teşhis edildiği zaman ve uygun tedavilerle yüzde 80-90 oranında ortadan kaldırılabilmektedir. İleri evredeki yumurtalık kanserlerinde iyileşme oranı yüzde 40-50’dir. Yumurtalık kanseri ameliyatı ve kemoterapi sonrasında hastalığın tekrar etme ihtimaline karşı düzenli olarak kontrol edilmesi gerekir.
Yumurtalık kanseri (över) kadın sağlığını ve yaşamını ciddi anlamda tehdit eden, her yaşta görülebilen çok önemli bir hastalıktır, kadın genital organı kanserleri arasındaki en öldürücü olanıdır. Diğer jinekolojik kanserler ile karşılaştırıldığında, erken dönemdeki yumurtalık kanserleri hemen hemen hiçbir ön belirti vermediğinden genellikle çok geç tanı konulabilir. Erken tanıda rutin jinekolojik USG, bu yüzden önemlidir.
Yumurtalık kanseri, köken aldığı dokunun türüne bağlı ikiye ayrılır hastalığın türü, meydana gelme olasılığını ve başlama yaşını değiştirir. Hiç doğum yapmamış olma ve ailede, meme ve yumurtalık kanseri öyküsü olan kişilerin hastalığa yakalanma riski yüksektir. Fakat en önemli risk faktörü ileri yaş olarak kabul edilir. Özellikle menopoz sonrası tek başına östrojen hormonu desteği, yumurtalık kanserini tetikleyen faktörler arasında görülür.
CA125, yumurtalık kanseri hücrelerinin birçoğunun yüzeyindeki bir proteindir. Yumurtalık kanseri olan kadınların kanında anlamlı düzeyde yüksek olabilir. Bazı başka kanserlerde de az miktarda bu protein üretilebilir.
CA 125 testinde 0 ile 35 arasındaki değerler normal değerlerdir. Eğer 35-50 arasında bir rakam varsa bu hasta kontrol altında olmalıdır. 50 düzeyi üzerindeki değerlerde, yumurtalık kanserinden şüphelenilir fakat her yumurtalık kanserinde de CA 125 yüksek çıkmayabilir.
Yumurtalık kanserinin ileri evrelerde çeşitli organlara sıçrama olasılığı vardır. Tedavide yumurtalığın etrafına ve çevre organlara sıçrayıp sıçramadığı bilinmelidir. Bu kanserin en önemli özelliği, karın içi organlara yayılımıdır. Kısa sürede karın içi organlara sıçrama söz konusu olduğundan hastalara genellikle ileri evrede tanı konulur. Yumurtalık kanseri ince ve kalın bağırsaklara sıçrayabilir ve periton, leğen kemiği, akciğer ve karaciğere metastaz da yapabilir.
Yumurtalık kanserinde sindirim şikayetleri, kasık bölgesinde ağrı, kabızlık gibi belirtiler görülebildiğinden hastalar gastroenteroloji veya dahiliye servislerine giderek acaba sindirim sisteminde mi bir sorun var diye zaman kaybedebilir. Hatta bazen tanı bu doktorlar tarafından da konulabilir. İleri yaş grubunda sindirim sistemi sorunu yaşanırsa, mutlaka jinekoloji bölümüne başvurulması gerkir.
İleri evrede karında sıvı toplanması, tümör yayılımı varsa açık cerrahi yapılır. Bazı durumlarda laparoskopi ile bakılıp yaygınlığı gözlemlenirken eğer büyük bir yaygınlık yok ise aynı seansta görülen tümörler temizlenebilir. Bu hastalarda laparoskopik ya da robotik cerrahi ile rahim, yumurtalık, lenf bezleri aynı zamanda ihtiyaç olan grupta apandisit de alınabilir. Patolojiye göre de kemoterapi planlaması yapılır.