Hastalığın ilerlediği kanser belirtileri ortaya çıktıktan sonra anlaşılır burada amaç, bu belirtiler ortaya çıkmadan hastalığın çok erken dönemde teşhisidir. Oluştuğu yere göre kanserin belirtileri vardır.
Vücudun herhangi bir yerinde ele bir kitlenin gelmesi, ses kısıklığı, inatçı öksürük, dışkılama düzeninde değişiklik, derideki benlerin şekil, büyüklük ve renk değişiklikleri, kapanmayan yaralar, herhangi bir yerde kanama, kanser belirtileri arasında sayılabilir.
Meme kanseri, rahim ağzı kanseri, akciğer ve kalın bağırsak kanseri kadınlarda en sık görülen kanserler arasında yer alırken, erkeklerde ise akciğer kanseri, prostat ve kalın bağırsak kanseri sık görülen kanser türlerindendir.
Kanser tedavisi, multidisipliner yani birçok dalın bir arada iş birliğiyle gerçekleşir. Tedavi yöntemine medikal onkolog, cerrah, patolog, radyolog ve radyasyon onkoloğu bir arada karar vermelidir. Kanser tedavisinde önemli olan hastaya uygun tedavi yöntemlerin yerinde ve doğru olarak kullanılmasıdır.
Kanser tedavisinde erken tanı çok önemlidir. Erken tanı konulan hastalıklarda tedavi başarısı oldukça yüksektir. İleri devredeki kanserlerde ise kemoterapi ile bir kısmında hastalık tedavi edilebilir fakat bu devrede genellikle kemoterapi hayatı uzatmak, hastanın hayat kalitesini artırmak için kullanılır.
Erken tanı konusunda toplumsal bilinç gün geçtikçe artmaktadır. Erken teşhis edilen kanser vakaları gün geçtikçe artmaktadır. Kanser erken tanı ile tedavisi olan bir hastalıktır. Bu yüzden kişiler kanserden korkmadan, her yıl düzenli olarak kontrollerini yaptırmalıdır.
Meme kanseri, meme dokusu içindeki süt bezlerinden ya da sütün meme başına iletilmesini sağlayan kanalları döşeyen hücrelerden gelişen kanser türüdür. Meme kanseri, geliştiği hücreye göre duktal ya da lobüler olarak iki tipe ayrılır. Duktal kanserler, daha sık görülen meme kanseri çeşididir. Bununla birlikte geliştiği hücre dışına yayılım gösteren (invaziv) ve göstermeyen (in situ) olmak üzere farklı bir sınıflamayı yapmak da mümkündür.
Kanser hastalıklarının tedavisinde erken tanı, en önemli etken erkendir. Hastalığa zamanında müdahale şansı veren erken tanının önemi ile ilgili toplumsal farkındalık oluşmalı, toplumdaki bireylerin bu konuda bilinçlenmesi için çaba sarf edilmesi gerekir. Unutmayın! Erken teşhis hayat kurtarır.
Meme kanseri esas olarak kadınları etkileyen bir hastalık olmakla birlikte, nadiren erkeklerde de görülebilir. Erkekte meme kanseri oluşma riski binde 1’dir.
Meme kanseri en çok kemiklere metastaz yapma eğilimi gösterir daha az sıklıkla karaciğer, akciğer, göğüs zarı, beyin ve yumuşak dokular da meme kanserinin metastaz yapabileceği organlar arasındadır. Memedeki tümörün boyutu ne kadar yüksekse, metastaz yapma riski de o kadar artar, 5 cm çapındaki bir tümörde tanı sırasında metastaz bulunma riski yüzde 60 civarındadır.
Kemoterapi, kanserli hücreleri öldüren ilaçlarla uygulanan bir tedavidir, genellikle aynı anda birkaç ilacın kullanımıyla yapılır. Kemoterapi vücutta kanserli hücreler yanında bazı sağlıklı hücreleri de etkiler bu yüzden bulantı, kusma, iştahsızlık, saç dökülmesi gibi bazı yan etkilere de yol açar. Hormon tedavisi, meme kanseri hücrelerinde östrojen hormonuna duyarlılık olması halinde uygulanır.
Memesinde şüpheli bir bulgu fark etmesine rağmen doktora başvurmayan, çeşitli nedenlerle tedavisini geciktiren ya da tedaviyi reddeden hastalarla az sayıda da olsa karşılaşabiliyoruz, bu da tanı ve tedavinin gecikmesine, dolayısıyla hastanın yaşam süresinin kısalmasına neden olabilir.
Meme kontrollerine başlamak için kabul edilen standart bir yaş yoktur fakat 20 yaşından sonra her kadının ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi yapması, üç yılda bir de kontrol amaçlı bir hekime başvurması tavsiye edilmektedir. Kendi kendine muayene için ise en uygun dönem; her âdet bitiminden sonraki 3. Veya 5. günlerdir.